5393 sayılı Belediye Kanununun 28’inci maddesinde “Belediye başkanı görevi süresince ve görevinin sona ermesinden itibaren iki yıl süreyle, meclis üyeleri ise görevleri süresince ve görevlerinin sona ermesinden itibaren bir yıl süreyle, belediye ve bağlı kuruluşlarına karşı doğrudan doğruya veya dolaylı olarak taahhüde giremez, komisyonculuk ve temsilcilik yapamaz.” hükmü yer almaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 8’inci maddesine göre iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Düzenlemeden de anlaşılacağı üzere belediyede daimi işçi pozisyonunda çalışan işçinin belediyeye karşı iş görme borcu bulunmaktadır. Daimi işçi pozisyonunda görev yapan işçinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında yapılan toplu iş sözleşmesi, belediye idaresine karşı yapılmış taahhüt altına gireceği açıktır. Diğer bir deyişle, aynı belediyede hem belediye meclis üyesi olunması hem de daimi işçi pozisyonunda istihdam olunması menfaat çatışmasına neden olacaktır.
Yukarıda anılan mevzuat hükmünden anlaşılacağı üzere aktif olarak belediye meclis üyelerinin görevlerinde bulundukları sürece SEÇİLDİKLERİ (!) belediyelerde işçi pozisyonunda istihdam edilmeleri mümkün bulunmamaktadır.